Niceliksel Genişleme Nedir? Tanımı, Riskleri ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri
Bir ekonomi bir resesyona veya durgunluğa girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunda, hükümetler niceliksel genişleme (Quantitative Easing – QE) diğer bir tabiri ile parasal genişleme yada gevşeme olarak bilinen bir strateji kullanabilirler.
Niceliksel genişleme, yerel ekonomiyi canlandırmak amacıyla merkez bankaları tarafından oluşturulan bir para politikasıdır. Hükümetler, ekonomiyi daha fazla para arzıyla doldurarak, yapay olarak düşük faiz oranlarını korumayı ve tüketicilere daha özgürce harcamaları için ekstra para sağlamayı umuyorlar, bu da bazen enflasyona yol açabiliyor.
Niceliksel Genişleme Nedir?
Merkez bankası, ekonomiye fazladan para aktarmak amacıyla finansal kurumlardan devlet hazinelerinin satın alınmasını finanse etmek için para basar. Buradaki ana fikir, bu kurumların daha düşük oranlarda borç vermeye daha istekli olacağı ve böylece merkez bankasının düşük faiz oranlarını elde etmesine ve sürdürmesine yardımcı olacağıdır.
Ayrıca, ekonomiye akıtılan paranın insanların daha rahat alışveriş yapmasına izin vermesi gerektiğinden, niceliksel genişleme ekonomik büyümeyi hızlandırabilir. Bu, hem tüketici hem de iş toplulukları üzerinde artan borsa performansına ve gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesine yol açan bir damlama etkisine sahip olabilir.
Hatırlanması gereken önemli şey, niceliksel genişlemenin genellikle uzun vadeli sorunları alevlendirme riskiyle birlikte kısa vadeli faydalara yol açmasıdır. Sonuç olarak, ekonominin büyük bir durgunluk veya resesyon riskiyle karşı karşıya kaldığı durumlarda genellikle son çare olarak kullanılır.
Merkez Bankasının Niceliksel Genişlemeyi Kullanmasının Nedenleri
Merkez bankası bir çok çeşitli nedenden dolayı niceliksel genişlemeyi kullanır:
Maksimum İstihdamı Teşvik Etmek: Merkez bankası, niceliksel genişleme programı aracılığıyla basılan paranın Türkiye için yeni işler yaratılmasına yardımcı olmak için kullanılabileceğini, çünkü işletmelerin yeni işe alımları finanse etmek için daha fazla nakit paraya sahip olması gerektiğini savunuyor. Ancak ekonomistler, herhangi bir fiili istihdam faydalarının yalnızca geçici olduğunu savunuyorlar.
Borç Vermeyi Teşvik Etmek: Bu iddianın arkasındaki genel önerme, merkez bankasının hazine satın alarak uzun vadeli faiz oranlarını düşürebileceğidir. Finansal kurumlara daha fazla nakit sağlarken, bu kurumlar daha düşük oranlarda borç vermeye daha istekli olmalıdır. Bu tür krediler daha sonra, daha yüksek tüketici harcamaları ve iş geliştirme yoluyla ekonomiyi daha da canlandırmaya çalışır.
Borçlanmayı Teşvik Etmek: Düşük faiz oranları, borçlanmayı teşvik etme eğilimindedir. Bu, ekonomiyi canlandırmaya yardımcı olsa da, bazı uzmanlar, müşterileri ve işletmeleri gereksiz borç almaya teşvik etme eğiliminde olduğunu iddia ediyor. Aynı zamanda, bir miktar borç ve kaldıraç, herhangi bir ekonominin, özellikle de zor durumdaki bir ekonominin büyümesi için gereklidir.
Harcamaları Arttırmak: Teori, ekonomiye daha fazla para girdikçe, tüketicilerin harcayacak daha fazla şeye sahip olacağıdır. Bu da şirket karlarını artıracak ve daha fazla istihdam yaratarak borsayı canlandırmaya yardımcı olacaktır. Sonuç olarak, bu faktörlerin yeni keşfedilen tüketici güveni ve ekonomik bir toparlanma ile sonuçlanması gerekir.
Düşük Faiz Oranları: Ekonomiyi canlandırmak için kullanılan bir diğer araç ise faiz oranıdır. Bu oranı düşük ayarlayarak, merkez bankası, borç vermeyi etkili bir şekilde teşvik edebilir.
Niceliksel genişlemeye yönelik argümanların çoğu teorik olarak mantıklı. Ancak bazı ekonomistler bu iddiaları eleştiriyor ve niceliksel genişlemenin yalnızca kısa vadeli faydalar sağladığını düşünüyor. Bu tartışmaların bazıları aynı zamanda politik amaçlıdır.
Niceliksel genişlemenin zor durumdaki bir ekonomiye bazı faydalar sağladığına şüphe yoktur. Ancak Türkiye ekonomisinin şu anki durumuna ne kadar fayda sağlayacağı konusunda kimse emin değil.
Niceliksel Genişlemenin Riskleri
Niceliksel genişleme birçok nedenden dolayı riskli olabilir:
Enflasyonu Çok Fazla Yükseltir: Bu, niceliksel genişleme konusundaki en büyük endişedir. Ekonomide daha fazla para dolaştıkça fiyatlar yükselir. Neden? Para arzı artarken, mal arzı aynı kalmaktadır. Böylece, her mal için rekabet artmakta, bu da fiyatların artmasına ve dolayısıyla enflasyona yol açmaktadır. Aşırı enflasyon, fiyatların ve gelirlerin bozulmasına yol açar ve bir ekonominin verimsiz çalışmasına neden olabilir.
Uluslararası Ticarette Tahribat Yaratır: Yeni basılan para, hükümet ve tüketiciler tarafından başka ülkelerden yeni mal ve hizmetler ithal etmek için kullanılabilir. Bakıldığında bu mallar ve hizmetler aşağı yukarı bedava fiyatlara gelmiş oluyor. Kulağa harika bir şey gibi geliyor, değil mi? Sorun şu ki, er ya da geç diğer ülkeler, değersiz kağıtlar olduğunu düşündükleri şeylerle mal ve hizmet alışverişinde bulunmaktan bıkacaklardır. Başka bir deyişle, ithalatçının para biriminin değeri düşer ve bu da ihracatçıların cesaretini kırabilir. Örneğin, Çin, niceliksel genişleme programı nedeniyle ABD’ye değerli maden ihraç etmeyi durdurdu.
Avantajlar, Niceliksel Genişleme Programından Sonra Devam Etmez: Merkez bankası para basmayı bıraktığında, toparlanma genellikle duraklamaya geçer veya daha kötüsü tersine dönmeye başlar. Umut, yeni tüketici güveninin gerçek bir toparlanmaya ilham vereceği yönünde olsa da, çoğu kişi bu programların yalnızca kısa vadeli bir düzeltme olduğunu düşünüyor. Bu etki, niceliksel genişleme programının sona ereceği açıklandığında veya spekülasyon yapıldığında hisse senedi piyasalarının sıklıkla düşmesi gerçeğiyle ortaya çıkıyor.
Gereksiz Borçlanmayı Teşvik Eder: Niceliksel genişlemeyle ilgili bir diğer önemli endişe, artan para arzı ve düşük faiz oranlarının hem tüketiciler hem de işletmeler tarafından ek borçlanmayı teşvik etmesidir. Bazı borçlar bir ekonomiyi canlandırmaya yardımcı olabilirken, gereksiz krediler ve aşırı borç, zaten kırılgan olan bir durumu daha da kötüleştirebilir.
Niceliksel genişleme programları ekonomiyi besleyebilirken, aynı zamanda bir ülkeyi daha derin bir çukura da atabilir. Başarılı bir niceliksel genişleme programının anahtarı, onu gerçek ve kalıcı iyileştirmeyi teşvik edecek kadar uzun süre stratejik olarak uygulamaktır.
Son Sözümüz
Niceliksel genişleme hem ekonomistler hem de politikacılar için tartışmalı bir konudur. Bazıları bunun zor durumdaki bir ekonomiyi kurtarabileceğini düşünürken, bazıları da bir ekonomiyi yok edebileceğini düşünüyor. Bir niceliksel genişleme (parasal genişleme) programına devam etmenin sonuçları çok ciddi olduğundan, genellikle bir ülkenin başka seçeneği olmadığını düşündüğü durumlar için ayrılmıştır.
Niceliksel genişleme programının faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu ile ilgili doğru cevabın ne olduğunu söylemek zor, ancak giderek daha fazla ekonomist, bir ulusun ekonomik refahı için sahip olduğu olumsuz sonuçlara tanık oldukları için niceliksel genişlemeye karşı çıkıyor.