Üniversite Okurken Çalışmanın 9 Faydası

Okurken çalışmak günümüz üniversite öğrencileri için bir normdur. 2015 yılında yapılan bir araştırmanın raporuna göre, 1990 ile 2015 yılları arasında öğrencilerin %70’inden fazlası okurken aynı zamanda çalıştı. Ve bu sayı, üniversite masrafları ve harçlar arttıkça istikrarlı bir şekilde artmaya devam etti.

Günümü ekonomik şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda, üniversitede okurken çalışmanız gerekebilir. Tüm olumlu yada olumsuz koşullara rağmen, çabanızın birden fazla şekilde karşılığını alacağınızı bilmek güzel. Ve okuldayken bir işe girip girmemeniz gerektiği konusunda kararsızsanız, saatlerinizi haftada 20’nin altında tuttuğunuz sürece, çalışmanın olumsuzluklarından daha fazla olumlu yönleri olacağını bilin.

Ve bu faydaların hepsi finansal değil. İyi seçilmiş üniversite işleri, kariyere özgü deneyim kazanmanıza da yardımcı olabilir, bu sıkı bir iş piyasasında büyük bir artı. Ek olarak, sosyal becerileriniz gelişirken, aynı zamanda sosyal çevrenizde genişleyecek ve bu gelişmelerin mezuniyet oranlarını arttırdığı da gözlemlenmiş.

İş ve okul hayatını aynı anda sürdürmenin zor olduğundan şüphemiz yok. Ve sistemik eşitsizliklerin ve üniversiteye gitmenin artan maliyetlerinin birleşimi, birçok öğrenciyi isteseler de istemeseler de çalışmaya zorlar. Ancak, çalışan bir üniversite öğrencisiyseniz, bir işin sizi rakiplerinizin önüne geçirdiğini bilmek biraz yükünüzü hafifletmeye yardımcı olabilir.

Üniversitede Çalışmanın Faydaları

Üniversitede okurken bir işte çalışmanın faydaları şunları içerir:

1. Nakit Akışını Artırır

“Meteliksiz öğrenci” klişesinin bir gerçekliği var. Ebeveynleriniz size geçim masrafları için para vermedikçe (eğlenceniz için ekstra para) büyük olasılıkla giysiler, kişisel ihtiyaçlar ve sosyal aktiviteler için fazladan paraya sahip olmayacaksınız çünkü bunlar genellikle mali yardım paketlerinde hesaba katılmaz. Ve bu, üniversite yıllarınıza ciddi bir engel oluşturabilir.

Ebeveynleriniz size geçinebileceğiniz kadar para verse bile, her para talep ettiğinizde para gönderemeyebilirler (veya istemeyebilirler). Bu genellikle finansal olarak deneyimsiz gençlerin üniversite kredi kartlarına çok fazla güvenmelerine neden olur ve bu da öğrenci kredilerinin yanı sıra önemli bir kredi kartı borcu ile mezun olmalarına neden olabilir.

Ancak yarı zamanlı bir iş, kredi kartına başvurmanıza gerek kalmadan isteğe bağlı paranızı finanse edebilir veya tamamlayabilir. Ayrıca, kendi paranızı kazanmak size biraz finansal bağımsızlık sağlar, böylece harcadığınız her kuruş için ebeveynlerinize hesap vermek zorunda kalmazsınız.

2. Üniversite Borçlarını Azaltır

2019-20 öğretim yılı itibariyle, bir devlet üniversitesine gitmenin toplam maliyeti 87 bin TL. Öğrenim ücreti, giderler, konaklama, vb. dahil olmak üzere. Özel üniversitelerde ise durum bunun iki katından fazladır. Yine bir başka 2019 raporuna göre, öğrencilerin üçte ikisinden fazlasının üniversite için öğrenci kredisi alması şaşırtıcı değil.

Yarı zamanlı bir iş (asgari ücretten daha yüksek kazansanız bile) herhangi bir dört yıllık üniversitede toplam katılım maliyetini karşılama olasılığı düşük olsa da, masrafların bir kısmını telafi etmeye yardımcı olabilir. Harcama durumunuza göre kredi borçlarınızı yada kart borcunuzu ödemenize katkı sağlar.

3. Para Yönetimi Becerilerini Öğretir

Daha önce hiç bir işte çalışmadıysanız, kendi paranızı yönetmek konusunda tecrübesiz olabilirsiniz. Hem basılı hem de çevrimiçi olarak çok sayıda finansal kılavuz varken, parayı yönetmeyi öğrenmemenizde ayrı bir beceridir. Bu, sadece çalışmayı değil, aynı zamanda pratik yapmanız gerektirdiği anlamına da gelir.

Mezun olduktan sonra tamamen kendi başınızayken değil, üniversitedeyken para hatalarından nasıl kaçınılacağını öğrenmek en iyisidir. Cep telefonunuz, ulaşımınız, kıyafetleriniz ve eğlenceniz gibi kişisel harcamaların sorumluluğunu üstlenirseniz, paranızı nasıl yöneteceğinizi öğrenirsiniz. Bütçe planlama ve kısıtlı imkanlarla nasıl geçinebileceğiniz de dahil.

Bütçe oluşturma, geliriniz için bir harcama planı oluşturma “ne kadar getiriniz olduğuna karşı ne kadar harcadığınızı izleme” ve giderlerinizi gelirinizden daha az tutmaya çalışmaktır. Bütçe oluşturduğunuzda, kazandığınız her parayı nasıl harcayacağınıza karar verirsiniz, bu da yanlışlıkla fazla harcamadan kaçınmanıza ve tasarruflarınızı artırmanıza yardımcı olur. Bütçelnizi, mobil uygulamalardan birini kullanılarak kolayca ayarlayabilir, takip edebilirsiniz.

Bu, mezun olduğunuzda muazzam bir şekilde karşılığını gösterecektir ve öğrenci kredi faturaları da dahil olmak üzere tüm masraflarınızı karşılamaktan tamamen sorumlu olursunuz. Zaten profesyonel olacağınız için, üniversite sonrası ilk işiniz umduğunuz kadar yüksek bir maaşla gelmese bile faturalarınızı yönetmek daha kolay olacaktır.

4. Zaman Yönetimi Becerilerini Öğretir

Pek çok öğrenci, gelecekteki kariyerlerinde kodlama veya ses bilgisi öğretimi gibi belirli görevleri tamamlamak için gerekli olan zor becerileri öğrenmek için özel üniversite ana dallarına kaydolurken, sosyal beceriler gelecekteki istihdam için eşit derecede önemlidir. Yumuşak beceriler, yaratıcılık ve etkili iletişim gibi kişilerarası ve bilişsel becerileri içerir. LinkedIn’in 2019 raporuna göre, işe alım yapanların %91’i onları çok önemli olarak değerlendiriyor.

LinkedIn ayrıca yaratıcılık, ikna, işbirliği ve uyarlanabilirlikle birlikte zaman yönetiminin en çok talep edilen beş sosyal beceriden biri olduğunu bildiriyor. Ve hiçbir şey size zaman yönetimini hem okuyup hem de çalışmaktan daha iyi öğretemez. Okurken çalışmak, son teslim tarihlerini unutmamak, baskı altında çalışma ve zaman çizelgelerini etkin bir şekilde yapılandırma becerinizi geliştirir.

Üniversitede zamanınızı nasıl yöneteceğinizi öğrenmek, mezun olduktan sonra tam zamanlı bir işin zorlu gerçekleriyle mücadele etmekten çok daha iyidir.

5. Sizi Rekabette Öne Çıkarır

“İş ve Öğrenmeyi Dengeleme” hakkındaki 2018 raporuna göre, üniversitede çalışmak yeni mezunlara işgücünde bir avantaj sağlamanın bir yolu haline geldi. Ancak bu avantajı herhangi bir işte çalışmak olarak algılamayın.

Özellikle sıkı bir işgücü piyasasında, üniversite mezunları doğrudan uygulanabilir iş deneyimine ihtiyaç duyar. Mc Donald’s da burger hazırlamak size değerli zaman yönetimi becerilerini öğretebilirken, uygulanabilir iş tecrübesine sahip adaylarla karşı karşıya kaldığınızda kurumsal finans alanında bir iş bulmanıza yardımcı olamayacağı anlamına gelir.

Bu nedenle, kendiniz için en iyi üniversite işini ararken, gelecekteki kariyer hedeflerinizi düşünün. Örneğin, amacınız bir web geliştiricisi olarak çalışmaksa, üniversitenizin BT departmanında bir iş, özgeçmişinize değerli bir katkı olacaktır.

Ancak, bir üniversite işini gelecekteki kariyerinize doğrudan uygulanabilecek bir şeye nasıl çevireceğinizden tam olarak emin değilseniz çok fazla endişelenmeyin. Yapılan bir ankete göre, işverenlerin %65’i iş adaylarının ilgili iş deneyimine sahip olmasını tercih etse de, işverenlerin dörtte birinden fazlası herhangi bir iş deneyimi olan adayları tercih ediyor. Dolayısıyla, uygulanabilir deneyim kesinlikle size bir avantaj sağlarken, herhangi bir iş hiç yoktan iyidir. Ayrıca, çok çeşitli işler öğrencilere aktarılabilir beceriler sağlayabilir. Bu, özgeçmişinizde onu nasıl vurguladığınızla ilgilidir.

6. Gelecekteki Kazanç Potansiyelini Artırır

Üniversitede bir işte çalışmak, gelecekteki kazanç potansiyelinizi de artırabilir. Özel bir üniversitenin 160.000 devlet üniversitesi öğrencisi üzerinde yaptığı 2019 tarihli bir araştırmaya göre, üniversitede yarı zamanlı veya tam zamanlı çalışanlar, çalışmayan öğrencilerden ortalama 20.000 TL daha yüksek gelir elde ettiği sonucuna vardı.

Anketi düzenleyen üniversite, farklılığın nedeninin, okulda çalışmanın gelecekteki işverenlere iş deneyimine ve değerli sosyal becerilere sahip olduğunuzu göstermesi olduğuna inanıyor. Ayrıca, mezuniyet sonrası iş imkanı sağlayabilecek bir çevre oluşturma fırsatları da sağlar.

7. Çevre Edinmenizi Sağlar

Yeni arkadaşlardan değerli iş bağlantılarına kadar, bir işte çalışmak sizi hayatınızı iyileştirebilecek her türden insana bağlar. Kampüs içi bir işte çalıştığınızda, diğer öğrenciler, üniversite öğretim üyeleri, personel, lisansüstü öğrenciler ve mezunlarla tanışırsınız. Kampüs dışında, mezun olduğunuzda veya gelecekteki kariyeriniz boyunca size yardımcı olabilecek profesyonel bağlantılar kuracaksınız.

Ne olursa olsun, bazı harika insanlarla tanışacaksınız. Ve bugün kurduğunuz bağlantıların size daha sonra nasıl yardımcı olabileceğini asla bilemezsiniz. Erken bir iş bağlantıları ağı oluşturmak, mezun olduktan sonra ve sonrasında sizi başarıya hazırlar.

8. Notları ve Mezuniyet Oranlarını İyileştirebilir

Okurken çalışmanın ve ödevleri yetiştirmeye çalışmanın zor olduğu kesinlikle doğru olsa da, çalışmak aslında akademik performansı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Economics of Education Review’da yayınlanan 2015 tarihli bir araştırmaya göre, okurken çalışan öğrencilerin mezun olma olasılığı daha yüksek. Ve çok sayıda eski araştırma, haftada 10 ila 20 saat çalışan öğrencilerin, çalışmayan öğrencilere göre biraz daha yüksek not ortalamalarına sahip olduğunu gösteriyor.

Bir işi okulla dengelemek çok disiplin ve yapı gerektirir, bu da çalışan öğrencilerin okulda neden daha iyi performans gösterdiğini açıklayabilir. Öte yandan, bir işte çalışmayan öğrenciler, programlarını dikkatli bir şekilde yönetmek için o kadar azimli olmayabilir.

Ancak bir uyarı var: Kaç saat çalıştığınız burada çok önemlidir. Bu konuyla ilgili tüm araştırmalar, haftada 20 saatten fazla çalışan öğrencilerin notları ve mezuniyet oranları ile negatif bir sonuca varmışlardır. Aslında çok fazla çalışma saati, okulda başarılı olmayı zorlaştırır.

Ne yazık ki, bu, düşük gelirli öğrencilerin kendilerini genellikle dezavantajlı bir konumda bulmalarının birçok nedeninden biridir, çünkü büyük olasılıkla zorunluluktan uzun saatler boyunca çalışırlar. 2018 araştırmasına göre, haftada 15 saat veya daha fazla çalışan düşük gelirli öğrencilerin %59’unun ortalaması düşüktü. Daha çok, düşük gelirli çalışan öğrencilerin, notları iyi olsa bile mezun olma olasılıkları daha düşüktü. Bunun nedeni büyük olasılıkla, tam zamanlı çalışan birçok öğrencinin üniversiteye yarı zamanlı devam etmesi ve mezuniyete devam etmekte daha fazla zorluk çekmesi olabilir.

Bu nedenle, derslerde başarısız olacak veya lisans programınızdan tamamen çıkacak kadar çok saat çalışmanız durumunda, çalışmak sizi daha da kötüleştirecektir. Ancak araştırmaların çoğu, haftada 10 ila 20 saat arasında herhangi bir yerde çalışmanın, hiç çalışmamaktan daha faydalı olduğunu desteklemektedir.

9. Eğlenceli Olabilir

Üniversite okurken çalıştığınız tüm işlerden keyif almayabilirsiniz, ancak zevk aldığınız bir alanda çalışıyorsanız ve bir grup meslektaşınızla birlikteyseniz, çalışırken iyi vakit geçirmek mümkündür. Bir iş, kesintisiz eğitimden bir mola vermenin yanı sıra sosyalleşme fırsatı da sağlayabilir üstelik parada kazanmış oluyorsunuz.

Son söz

Üniversitede iken bir iş bulmak sizin için bir seçenek olmayabilir; bir gereklilik olabilir. Ancak, bir işin faydaları meselesi konunun dışında olsa bile, bu faydaların var olduğunu bilmek güzel.

Öte yandan, araştırmalar okurken çalışma ihtiyacından en çok etkilenen öğrencilerin düşük gelirli öğrenciler olduğunu göstermiştir. Haftada 20 saatten fazla çalışma ihtiyacından, gelecekteki kariyer planlarıyla ilgisi olmayan işlere kadar olumsuz etkilenmesi en muhtemel olan kişiler.

Üniversite okurken çalışmanın en büyük yararı, gelecekteki kariyerinize doğrudan uygulanabilecek bir iş deneyimi kazanmaktır ya da en azından özgeçmişinize ekleyebileceğiniz beceriler geliştiren bir iş.

Bu nedenle, hedefleriniz ve ilgi alanlarınız için en iyi üniversite işini bulmak için elinizden gelen her kaynaktan yararlandığınızdan emin olun. Sistemik eşitsizlikler inkar edilemez derecede gerçek olsa da, bazen tüm seçeneklerinizi bilmekle ilgilidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu